top of page

Trans Mysia Yürüyüşü

Güncelleme tarihi: 22 Nis 2022



Misi bugünkü adıyla Gümüştepe Köyü Bursa - Orhaneli yolu üzerinde etrafı ormanlarla kaplı bir yerleşim yeri. Bursa'nın en eski yerleşim yerlerinden.

Heredot'a göre M.Ö. 1816'da Trakya'dan Anadolu'ya gelen altı kavimden biri olan Mys'ler, burada Mysia olarak bilinen bir birlik kurmuşlar. Batı Roma baskısıyla İstanbul'a, oradan da Bursa'ya gelen Alex adında bir keşiş, 85 kişilik maiyetiyle Misi'ye ve Keşiş Dağı yani Olimpos (Uludağ) eteklerine yayılmışlar ve misyonerlik çalışmalarına başlamışlar. Misipolis Manastırında toplanan bir konsül, İncil'in ruhunu araştırmışlar. Bu bilgiye dayanarak İncil'in bir nüshasının burada gömülü olduğu düşünülmektedir.


Günümüzde Misi 18. yy. inşa edilen özgün mimari özelliklere sahip evleriyle ünlüdür.




Eskiden bir Rum köyü olan Gölyazı, adını ışık tanrısı Apollon'dan

alan Apollonia olarak adlandırılan 2500 yıllık antik kentin temelleri üzerinde kurulmuştur. Apolyont ya da yeni adıyla Uluabat Gölü kıyısında bir yarımada üzerinde kurulmuştur.



Göçmen kuşların uğrak yeri ve ekolojik açıdan zengin sığ bir tatlı su gölüdür.

Kent merkezinde sur ve kuleler, antik yollar, nekropol, Apollo Tapınağı, Zambak Tepe'de Roma döneminden kalma tiyatro ve mezar yapıları çevrede görülebilir.

Uluabat Gölü 1998 Ramsar Sözleşmesi'ne dahil edilerek Çevre Bakanlığı tarafından "su kuşları yaşam ortamı olacak uluslararası öneme sahip sulak alanlar" kapsamına alındı.

Uluabat Gölü küresel ölçekte nesli tehlike altında olan kuş türlerine ve su samurlarına ev sahipliği yapmaktadır.

İstanbul'dan Misi'ye ulaşmak için Yenikapı - Mudanya Deniz Otobüsü'nü kullandım. Mudanya'dan toplu taşıma kullanarak, şehir merkezine oradan da Misi Köyüne kolayca ulaşmak mümkün. Misi Köyünde bir karavan - kamping alanı var. uygun gecelik ücretle kalabilirsiniz. Ya da kamp alanı dışında dere yatağında fakat dar bir alanda çadır kurabilirsiniz. Kamp alanına 1 - 1.5 km. yakınında bir outdoor mağazası var. Köy marketinden alışveriş yapmak mümkün. Sabah erken saatlerde kamptan ayrıldım. Akşam saatlerinde yaklaşık 21 km. yürüyüşle Kadriye Köyü'ne vardım ve kampımı kurdum. Oldukça küçük bir köy burası. Bir bakkal göremedim. Buraya kadar olan etapta genel olarak yükselerek ve sık orman içinden geçti. Rota boyunca bolca su kaynağı var. Herhangi bir sıkıntı çekmedim.

İkinci gün yine erken saatlerde kampımı toplayıp yola koluydum. 24 km. yürüyüşle Akçalar'a vardım. Rota yine sık orman örtüsü içinden ve ağırlıklı olarak yükselerek geçti. Ara ara çayırlık açık alanlara çıkabiliyorsunuz.

Su kaynakları bakımından yine bir sıkıntı çekmedim. Rota genel olarak pek bakımlı değil. Yolunuz çalılar tamamen kapatmış olabiliyor ya da toprak yolda yürürken fark edilmesi zor bir patikaya kayabiliyor. GPS olmadan ya da telefon uygulaması yüklemeden bu yolu yürümenizi tavsiye etmem. Ayrıca yön tabelaları ve işaretlemeler oldukça yetersiz. Kadriye Köyü'den sonra Taş ocaklarının tahribatını da görebilirsiniz.

Maksempınar'dan sonra inişe geçiyorsunuz. Sık ormandan çıktıktan sonra manzara da güzelleşiyor. Yürüyüş Ramazan ayına denk geldiğinden Akçalar'da açık bir bakkal ve bir lokanta bulabilmek için epey bir dolaştım. Şehrin biraz dışında bir piknik alanında, göl kıyısında kampımı kurdum. Akçalar'dan sonra otoyola kadar rota düz ve tarlalar arasından devam ediyor. Gölyazı yoluna girdikten sonra zeytinlikler eşlik ediyor.

Gölyazı oldukça şirin bir kasaba. Antik kalıntıları görebilirsiniz, yöresel yemekler yapan lokantalar var. Kazıların yapıldığı tepenin manzarası oldukça güzel. Fakat buradaki anıt ağaçların diplerinde ateş yakılmış. Ağaçların yarısı ne yazık ki yanık halde. Kamp kurmak için kasaba girişine yaklaşık 2 km. berisindeki zeytinlikleri kullanabilirsiniz. Gölyazı'dan Bursa şehir merkezine toplu taşıma bulunuyor.











.










46 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page